Son zamanlarda siz de zayıflamak için duyduğu her vaade
inanıp bunları uygulayan ve buna rağmen kilo kontrolü sağlayamayan insanların
arttığını gözlemlediniz mi? Yoksa siz de onlardan biri misiniz? Bir besin ögesini sınırsız yeme vaadinde bulunan diyetler kulağa daha cazip geliyor değil
mi? Oysa yaşam tarzınıza uygun, tüm besin gruplarını içeren ve böylelikle
vitamin, mineral ve posa alımınızı da destekleyen, sürdürülebilir bir beslenme
programı denildiğinde olay cezbedicilikten uzaklaşıyor çoğumuz için. Biliyorsunuz
ki kilolarınız mucizevi bir hızla oluşmadı ve ne yazık ki bizim de elimizde
sağlığınızı bozmadan mucizevi bir hızla yağlarınızı yakacak bir sihirli
değneğimiz yok. Bu yüzden keyfini çıkara çıkara uygulayacağınız bir beslenme
programı edinin ve bu sürecin duygu durumunuzu bozmasına izin vermeyin.
Nasıl mı?
Öncelikle algılarınızı yönetebilir tüm problemleri fazla
kilolarla bağdaştırmaktan vazgeçebilirsiniz. Hayatınızın odak noktası kilolarınız
olmasın. Besinlerdeki kalorileri saymaya dalıp içerdikleri mutlulukları
kaçırmayın. Sağlıklı ve kaliteli bir yaşam besinlerle, sağlıklı beslenmek de kendini iyi hissetmekle
mümkün.
‘Canımın istediğini istediğim zaman yemedikten sonra hayatın
ne anlamı kalır?’ dediniz ve diyet listenizi gözünüzün önünden kaldırıp
kendinize bir tatlı ısmarladınız. Önünüzdeki tabak bitti ve pişmansız öyle mi?
Her şey bitti artık diyip kenara çekilmek en kolayı. Ama unutmayın bu bir süreç
ve kaçamaklar da diyete dâhil olmalı. Eğer sağlıklı beslenme alışkanlığını
edinmeyi başarırsanız tatlıyı veya yüksek kalorili bir yiyeceği diyetinize nasıl
ekleyebileceğinizi öğrenirsiniz.
İşin sırrı alışkanlıklarınızı yönetmekte saklı. Günün çoğunu
dışarıda geçiren biriyseniz yeme programınızda bazı değişiklikler yapın. Mesela
poğaça yerine simit alın bu sabah veya pizzanızı ince hamurlu isteyin. Çikolata
almayın da probiyotik yoğurt alın. Hayatınızdan ‘büyük boy’ ları çıkarın
mesela.
‘Değişmek zor’ diyorsunuz. Tabii ki belirli bir yaştan sonra
yaşam tarzı değişiklikleri zor gelir fakat bunun gerekliliğini anlamaya
çalışarak ve kazanımlarınızı kendinize hatırlatarak bunu başarabilirsiniz.
Değişmek kadar değişmemek de zor çünkü.
Hayatınızı kiloları verdikten sonraya ertelemeyin. Yapmak istediklerinizi
şimdi yapın ve zayıf veya kilolu olmanın okulunuzu, işinizi, ailenizi,
arkadaşlık ilişkilerinizi etkilemesine izin vermeyin. Güzel görünmeyi sadece
zayıf olmakla, zayıf olmayı da her şeyi başarmakla bağdaştırmayın. Tartı bize
güzel veya başarılı olduğumuzu söylemez.
Yeme takıntılarınızdan kurtulun. ‘Bu gün ne giysem daha ince
görünürüm’ algısı ‘acaba bugün yiyeceğim yemek kaç kalori, yediklerim bana kaç
kilo aldırır?’ gibi takıntıları besliyor. Bu da sizi her besini saplantılı bir
şekilde denetleyen birine dönüştürebiliyor. Beslenme bilincinizi artırarak
zayıflık saplantısına veya sağlıklı beslenme saplantısına kapılmadan beslenme
planınızı uygulayabilirsiniz.
Birçoğumuz bedensel yorgunluktan öte zihinsel yorgunluktan
muzdaribiz. Bu yüzden zihnimizi biraz rahatlatacak kaçamaklar yapmak isteriz.
Bu kaçamaklarınız her zaman yemek olmasın. Yeni şeyler öğrenmenin veya yeni
yerler görmenin lezzeti kimi zaman hiçbir yemekte bulunmaz.
Neşenizi korumanız
dileğiyle
Dyt. Nesibe Toprak