Ramazan ayını kilo almadan ve sağlığınızı tehlikeye atmadan
sonlandırmanın ve bu ayda uzun süren açlıkla daha rahat baş etmenin küçük
beslenme sırlarıyla mümkün olduğunu biliyor musunuz?
Hava sıcaklıklarının yüksek, günlerin uzun olduğu bu aylarda
oruç tutacak olanların beslenme ilkelerine ekstra özen göstermesi gerekiyor.
Yaşamın her döneminde olduğu gibi ramazan ayında da amaç yeterli ve dengeli
beslenmek olmalıdır.
Ramazan ayını sağlıklı ve kilo almadan geçirmenin formülü
elbette ki denge. İftar ve sahur programınızı dengeli kurmanız ve bol bol su
içmeniz temel prensipleriniz arasında olmalıdır. Metabolizmanızın ihtiyacı olan
besin ögelerini sağlamak için tüm besin gruplarından çeşitliliği sağlayarak
iftar ve sahur sofralarınızı renklendirin.
Sahurun normal beslenme günlerindeki kahvaltı kadar önemli
olduğunu unutmayın. Sahura kalkmıyorsanız yorgunluk, halsizlik, unutkanlık,
dalgınlık, dikkatsizlik, baş dönmesi, baş ağrısı, uykuya meyil, çalışma
isteksizliği, kan şekeri düşüklüğü, sindirim zorlukları, ani tansiyon
yükselmesi veya düşmesi gibi şikâyetlere hazır olun. Gününüz verimli geçsin
istiyorsanız sahur öğününü atlamamayı ilke edinin. Bununla birlikte gece
metabolizma hızı yavaşladığı için sahurda yağlı ve yüksek karbonhidratlı
beslenmek de sindirimi zorlaştırıyor ve midede yanma, hazımsızlık, bel
bölgesinde yağlanma gibi problemlerin gelişmesine zemin hazırlıyor.
Sahurda hangi
besinleri seçmeliyim?

Örnek olarak; bir bardak süt, 2 dilim tam tahıllı ekmek, bir
dilim az yağlı ve az tuzlu peynir, bir haşlanmış yumurta, mevsim sebzeleriyle
hazırlanmış söğüş, 2 tane ceviz, bir porsiyon meyve ve bolca su. Her gün aynı
menüyü yemenin sizi sıkmasına izin vermeyin ve diyetinizde akıllıca
değişiklikler yapmayı öğrenin. Mesela 2 dilim tam tahıllı ekmek ve beyaz peynirle
hazırlanmış bir tost ve sebzeli omletle de bir öğün oluşturabilirsiniz.
Yapılan araştırmalara göre kadınlarda ve erkeklerde ramazan
ayında kilo alanların sayısı almayanlardan fazla. Peki, bunun sebebi ramazanda
değişen beslenme alışkanlıkları ve iftardan sonra gelen tatlı krizleri olabilir
mi? Tatlı krizlerini önleyen, iftardan sonra ağırlığa sebep olmayan bir
beslenme düzeni mümkün mü?
İftarda hangi
besinleri seçmeliyim?
Uzun süren bir açlıktan sonra yemeğe birden yüklenmek mide
ve bağırsak sisteminin dengesini bozar. Bu dengeyi korumak ve sindirim
problemlerini önlemek için suyunuzu içtikten sonra yemeğe çorbayla başlayın ve yemeği
yavaş yiyip iyi çiğneyerek tokluk merkezinin harekete geçmesine izin verin. Bu
size hem keyifli bir iftar sofrası hem de rahat bir mide sağlar.
İftardan sonraki uyku hali, uzun süren açlıktan sonra aşırı
kalorili yemeklerin kan şekerini ve insülini yükseltmesine bağlı gelişir. Kan
şekeri yükseldiği gibi birden düşer ve yemekten sonra tatlı isteği oluşur.
İnsülindeki bu dalgalanma bel çevresindeki yağlanmayı da hızlandırır.
İftar sofranızda kompleks karbonhidratlara yer vermeniz iftar
sonrası oluşan ağırlığı ve kan şekeri dalgalanmalarınızı önler. Pirinç pilavı
yerine bulgur, kinoa ve karabuğdayı tercih ederek hem kompleks karbonhidrat
alımını hem de lif alımını sağlayabilirsiniz. İftar sofraların
vazgeçilmezlerinden biri olan ramazan pidesini de ölçülü tüketerek karbonhidrata
bağlı kilo alımının önüne geçebilir ve kan şekerinizi uygun aralıklarda tutarak
iftar sonrası oluşacak tatlı krizlerinin önüne geçebilirsiniz.
Ayranınızı maden suyuyla yapmayı denediniz mi?
Sıcak yaz günlerinde artan sıvı ihtiyacını karşılamak oruçluyken
daha zor. Bu yüzden iftarda, sahurda ve aralarda sıvı tüketiminizi artıracak
değişiklikler yapın. Yoğurt yerine ayran veya cacık tüketebilir hatta bunları
yaparken su yerine maden suyu kullanarak artan mineral ihtiyacınızı da
karşılayabilirsiniz.
Sahurda olduğu gibi iftarda da salataya mutlaka yer verin ve
rengarenk sebzelerle bol vitamin, mineral, antioksidan ve lif alın. Doğru
pişirme yöntemleri arasında olan haşlama, fırın ve ızgaradan şaşmayarak et ve
sebze yemeğini sofralarınıza ekleyin. Örnek olarak; bir iki bardak ılık su, bir
kase çorba, 1-2 adet hurma (Mümkünse burada 15 dakikalık bir ara verin ve sonra
devam edin.), ızgara et, sebze yemeği, bulgur pilavı veya pide, cacık ve
salata.
Spor yapmalı mıyım?
Formunuzu koruma amaçlı hafif tempoda egzersiz yapmanız
metabolizmanızın yavaşlamasını önleyerek sağlıklı kalmanıza yardımcı oluyor.
İftardan bir iki saat sonra yanınıza suyunuzu da alarak hafif tempoda
yürüyüşler yapın. Bu yürüyüşlere arkadaşlarınızın da eşlik etmesini sağlayarak
sporu eğlenceli hale getirin.
Uzun süreli açlık ve aktivitenin azalması metabolizmanın
yavaşlamasına yol açıyor. Bunun önüne geçip, bu ayı bir detoks programıymış
gibi düzenlemek sizin elinizde. Metabolizma hızınızı artırmak ve kilo almadan
bu ayı atlatmak istiyorsanız iftar ve sahur öğünlerinize ek olarak bir ara öğün
yapıp 3 öğün beslenmeye özen gösterin. Bu ara öğününüzde meyve ve kefir
tüketerek hem posa alın hem de kefirde bulunan yararlı bakterilerle kabızlığı
önleyip sindirim sisteminizi düzenleyin. Haftada bir iki günü aşmamak şartıyla
bu öğününüzde güllaç, sütlaç, muhallebi ve dondurma gibi bir porsiyon sütlü
tatlıya yer verebilirsiniz.
Sofralarınızı sağlıklı yiyeceklerle de göze hitap eden bir
hale dönüştürebilirsiniz.
*Sahur ve iftar programı örnek gösterilmek için
paylaşılmıştır. Size özel programınız için diyetisyeninize danışın.
Sağlıkla kalın
Diyetisyen Nesibe
Toprak
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder